Türkiye’deki ender kadın pilotlardan biri olan Eda Yücesan, ülkenin tek kadın ambulans helikopter pilotu olarak büyük bir başarıya imza atıyor. Çocukluk hayali olan pilotluğu gerçeğe dönüştürmenin gururunu yaşayan Yücesan, aynı zamanda kadın istihdamının ve cinsiyet eşitliğinin önemine de dikkat çekiyor. “En büyük motivasyonum yer çekimine meydan okumak,” diyen Yücesan, zorlu bir mesleği icra etmenin getirdiği tüm zorluklara rağmen yılmadan çalışmaya devam ediyor.
Eda Yücesan, küçük yaşlardayken gökyüzüne olan hayranlığı ve uçaklara olan ilgisiyle havacılıkla tanıştı. Her fırsatta hava gösterilerini izlemeye giden Yücesan, bunun yanında pilota yetiştiren kurslara katılmaya başladı. Uçaklarla ilgili edindiği bilgiler ve stajlar, onun azimle ilerlemesine yardımcı oldu. Yücesan, “Küçük yaşlarımdan beri hep gökyüzüne çıkmayı hayal ettim. Hava araçlarının nasıl çalıştığını öğrenmekten büyük keyif aldım,” diyor. Bu tutku, Yücesan'ı eğitim hayatında da başarıya götürdü ve sonunda ambulans helikopter pilotu olma fırsatına sahip oldu.
Ambulans helikopter pilotu olmanın başlı başına bir zorluk ve sorumluluk gerektirdiğini belirten Yücesan, kadın olmanın getirdiği bazı ek zorluklar da yaşadığını ifade ediyor. “Çoğu sektörde olduğu gibi hava taşımacılığı alanında da kadınların az sayıda temsil edildiği bir gerçek. Ancak ben her zaman cinsiyetimin değil, yeteneklerimin ön planda olmasını istedim,” diyor. Yücesan, meslek hayatı boyunca karşılaştığı ön yargılarla mücadele ederek, kadınların bu alanda da ne kadar yetenekli olabileceğini göstermeyi amaçlıyor. Yücesan’ın hikayesi, yalnızca kendisi için değil, birçok genç kadın için örnek teşkil ediyor.
Yücesan’ı diğer pilotlardan ayıran en önemli özelliklerinden biri ise, sadece bir pilot olmanın ötesinde, aynı zamanda bir yaşam kurtarıcı olması. Ambulans helikopterlerinde görev alan Yücesan, acil durumlarda hasta veya yaralıları hastanelere hızlıca ulaştırarak hayatta kalmalarına yardımcı oluyor. “Her görevimde bir canın kurtarılmasının sorumluluğunu hissediyorum. Bu nedenle işime olan bağlılığım her zaman ön planda,” diyor. Yücesan’ın her seferinde kanatlandığı an, onun için yalnızca anlık bir heyecan değil, aynı zamanda insan hayatını kurtarma sorumluluğunu da beraberinde getiriyor.
Eda Yücesan’ın başarısı, sadece kendi çabasıyla sınırlı kalmıyor. Destekleyici bir aile yapısına sahip olan Yücesan, ailesinin onun hayallerini desteklemesinin kendisi üzerindeki etkisine de vurgu yapıyor. “Ailem her zaman yanımda oldu. Benim için hem bir motivasyon kaynağı hem de bu zorlu yolda destekleyici bir güçtü,” diyor. Kadınların her alanda temsil edilmesi gerektiğini savunan Yücesan, özellikle genç kadınlara hedeflerine ulaşmaları için cesaret vermeyi öncelikli hedefleri arasında görüyor. “Hiçbir şey imkansız değildir,” diyerek, destek arayan genç kızlara cesaret aşılıyor.
Geleceğe yönelik hedefleri arasında genç kızlara pilotluk mesleğini tanıtmak ve onlara bu alanda destek olmak isteyen Yücesan, çeşitli projelerde yer almayı planlıyor. “Yarınlar bizim elimizde, bu yüzden gençlerin hayallerine ulaşmalarını sağlamak için elimden geleni yapacağım,” diyerek katıldıkları seminerler ve atölye çalışmalarına önem veriyor. Uçmanın ve havacılığın sadece profesyonel bir kariyer değil, aynı zamanda bir tutku olduğunu anlatan Yücesan, aynı zamanda bu tutkunun genç nesillere aktarılması gerektiğine inanıyor.
Eda Yücesan’ın hikayesi, azmin ve kararlılığın sembolü olarak her yaştan insana ilham veriyor. “Yer çekimine meydan okumak gerçekten harika bir duygu. Uçarken hissettiğim özgürlüğü sözlerle ifade edemem,” diyen Yücesan, kariyerine olduğu kadar, kadınların havacılıktaki temsiline de katkı sunarak, öncelikle kendi başarısını kutlamakla kalmayıp, aynı zamanda başkalarına da cesaret vermeyi hedefliyor. Yücesan’in hikayesi, yalnızca bir pilotun değil, koşulsuz azmin, hayallerin peşinden koşmanın ve engelleri aşmanın sembolü olmayı sürdürüyor.