Günümüz dünyasında gençlerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, akran zorbalığıdır. Son günlerde sokak ortasında yaşanan bir olay, bu sorunun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. İki gencin bir başkasını zorbalığa uğrattığı anlar, çevredeki insanların kayıtsız kalışıyla birlikte sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Olayın detayları ve gençlerin ruhsal durumu, bu yazıda ele alınacaktır.
Akran zorbalığı, yaşıtları arasında meydana gelen ve bir ya da daha fazla kişinin diğerine yönelik kötü muamelede bulunması olarak bilinmektedir. Akran zorbalığı, fiziksel, duygusal ve sözel olmak üzere farklı şekillerde kendini gösterebilmektedir. Olayın yaşandığı sokakta, bir grup genç, bir diğer genci sıkıştırarak öncelikle özür dilettiler. Ardından bu genç, zorbalığa maruz kaldı. Bu tür durumlar, sadece mağdur genci değil, tanık olan bireyleri de derinden etkilemektedir. İnsanların bu tür olaylara kayıtsız kalması, mağdurun yalnızlık hissetmesine neden olurken, tanık olanların da ruh sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir.
Zorbalık ile mücadelede, eğitim ve farkındalık artırma son derece önemlidir. Okul ve aileler, çocuklara hem akran zorbalığının ne olduğunu öğretmeli hem de bu tür durumlarla baş etme yollarını anlatmalıdır. Gençleri bilinçlendirmek, onlara empati kurma becerisi kazandırmak ve zorbalığa karşı durma konusunda cesaretlendirmek gerekmektedir. Ayrıca, toplumsal duyarlılık ve dayanışma da çok önemlidir. Tanıkların olayları görmezden gelmek yerine, yardım etmesi ve durumu yetkililere bildirmesi, zorbalığın önlenmesi adına önemli bir adımdır. Bunun yanı sıra, sosyal medya gibi platformlar üzerinden yapılan kampanyalarla da gençlerin bu konudaki farkındalığı artırılabilir.
Sokakta yaşanan olay, yalnızca o an için değil, uzun vadede gençlerin psikolojik durumu üzerinde de olumsuz etkilere neden olmakta. Zorbalığa uğrayan bireyler, büyük bir travma yaşamakta ve bu travmalar, yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde çeşitli sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle, toplumun her kesiminin bu konuda duyarlı olması ve harekete geçmesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, her birey akran zorbalığına karşı durmalı ve buna karşı sesini yükseltmelidir. Toplum olarak acil bir eylem planı oluşturulması, gençleri koruma altına alacak ve gelecek nesillerin daha sağlıklı bir ortamda yetişmesine olanak tanıyacaktır.
Sonuç olarak, akran zorbalığı meselesi, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir meseledir. Bu sorunun üstesinden gelmek için herkesin üzerine düşeni yapması gerekmektedir. Gençlerimizi koruma, her bireyin, ailenin ve toplumun görevidir. Bu tür olayların yaşanmaması adına sürekli bir bilinçlendirme, eğitim ve empati çalışmaları yapılmalı, ayrıca yaşanan durumlara karşı duyarlı olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki, her birey bir diğerinin hayatında iz bırakır ve bu izlerin olumlu olabilmesi için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.