İstanbul'un yoğun trafik akışında, motokuryeler her geçen gün daha fazla yer kaplıyor. Son zamanlarda üst geçitlerin, bu hızlı teslimat hizmeti sunan motokuryeler tarafından işgal edilmesi, hem sürücüler hem de yayalar için ciddi bir kavga ve karmaşa ortamı yaratıyor. Üst geçitlerde sürekli olarak korna seslerinin yükselmesi, bu durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Alışverişin ve yoğun bir hayatın merkezinde, yukarıdan aşağıya inen motosikletlerle karşılaşmak, sürücülerin ve yayaların güvenliğini tehdit eden yeni bir sorun haline geldi.
Günümüzde şehir hayatının vazgeçilmez bir parçası haline gelen motokuryeler, özellikle pandemi sürecinde patlama yaşamış durumda. Restoranlar, marketler ve diğer perakende işletmeleri için hızlı teslimat hizmetleri sunan bu kuryeler, yoğun trafiğin içinde hızla hareket edebilmeleri nedeniyle büyük bir avantaj sağlıyorlar. Ancak, bu avantajın getirdiği bir diğer sonuç ise, kural tanımaz bir seyir halinde üst geçitlere yönelmeleri oldu. İstanbul’daki pek çok üst geçit, motokuryelerin geçiş yolları haline gelirken, bu durum özellikle yaya trafiği için büyük sorunlar yaratıyor.
Yaya geçişlerinin bile tehlikeye girdiği bu alanlarda, üst geçitlerin üzerine ya da altına park eden motokuryeler, sadece kendi emniyetlerini değil, aynı zamanda yolculuk yapanların güvenliğini de riske atıyor. Birçok sürücü, bu durum karşısında tepkisini dile getirirken, üst geçitlerde korna çalarak dikkat çekmeye çalışıyorlar. “Artık kural tanımıyorlar, sanki üst geçitler onların müşterek malı,” diyen bir sürücü, durumu özetliyor.
Bu sorun sadece bir trafik meselesi olarak kalmıyor, aynı zamanda İstanbul'un karmaşık ulaşım ağında önemli bir sınırlayıcı faktör haline geliyor. Yetkililer, bu konudaki önlemlerin bir an önce alınması gerektiğine inanıyor. Yerel yönetimler, motokuryelerin güvenliğini sağlamak amacıyla belirli bölgelerde yaya ve sürücü güvenliğini artıracak önlemler üzerinde çalışmalılar. Örneğin, motokuryelerin geçiş yapması gerektiği yerleri belirlemek ve bu alanları tek tip haline getirmek, süreklilik taşıyan bir çözüm olabilir.
Ayrıca, sürücüler ve yayaların bu konuda daha duyarlı olmaları ve en azından otobüs durakları gibi belirlenen alanlarda motokuryelerin durmasını sağlamaları gerektiği vurgulanıyor. Bu tür önlemler, hem motokuryelerin trafik akışındaki yerini düzenlemekte hem de şehir yaşamını güvenli hale getirmekte katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, İstanbul'un üst geçitlerinde artan motokuryelerin işgali, şehir trafiğinde karmaşaya neden olmasının yanı sıra, toplumsal güvenliği de tehlikeye atıyor. Hız ve pratiklik peşinde koşarken, kural ve güvenliği hiçe sayan bu durum karşısında hem sürücülerin hem de yerel yönetimlerin acil olarak bir araya gelip etkili çözümler üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde, üst geçitlerle ilgili sorunlar daha da derinleşecek ve İstanbul'un karmaşası içinde kaybolmaya devam edecek.