8 Ekim 2023 tarihinde, Erzincan iline bağlı Refahiye ilçesinde meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki deprem, bölge halkını panik içinde bırakırken, zemin uzmanları ve deprem bilimcilerin dikkatini bir kez daha buraya çekti. Deprem sonrası Türkiye’nin önde gelen jeologlarından Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama ile bu depremin sebepleri, olası etkileri ve gelecekteki riskler hakkında değerli bilgiler paylaştı.
Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı paylaşımlarda, Erzincan bölgesinin farklı jeolojik özelliklere sahip olduğunu ve bu nedenle sık sık depremler yaşandığını vurguladı. 1939’da yaşanan büyük Erzincan depreminden bu yana bölgedeki sismik aktivitenin arttığını belirten Görür, bu durumun yer altındaki enerjinin birikmesiyle ilgili olduğunu ifade etti. Görür, "Erzincan, Türkiye’nin en aktif fay hatlarından biri üzerinde yer alıyor. Bu durum, deprem güvenliği açısından sürekli bir tehdit oluşturuyor," dedi.
Görür, ayrıca son depremin, Doğu Anadolu fay hattındaki hareketliliğin bir sonucu olduğunu belirtti. "Fay hatları üzerindeki gerilim arttığı zaman, bir yerdeki enerji boşaldığında, başka bir yerde enerji birikmeye başlar. Bu sebeple Erzincan'daki 5.4 büyüklüğündeki depremin öncüsü olabilecek başka sarsıntılar da yaşanabilir," şeklinde uyarılarda bulundu.
Naci Görür, deprem sonrası yapılan incelemelerde, bölgedeki binaların çoğunun depreme karşı dayanıklı olmadığını kaydetti. “Maalesef, Türkiye genelinde olduğu gibi Erzincan'da da binaların birçoğu depreme hazırlıklı değil. Bu durum, depremin büyüklüğüne göre ciddi can ve mal kaybına neden olabilir,” diyerek, toplumu dikkatli olmaya ve yapısal önlemler almaya çağırdı.
Son yıllarda Türkiye'nin depreme hazırlık konusunda bazı adımlar attığını söyleyen Görür, bunun yeterli olmadığını vurguladı. "İçinde bulunduğumuz dönemde binaların güçlendirilmesi ve depreme dayanıklılık sertifikası alması hayati öneme sahiptir," dedi. Toplumun farkındalığını artırmak gerektiğine de dikkat çeken Görür, “İnsanların acil durum hazırlıklarını gözden geçirmesi ve yerel yönetimlerin de bunu teşvik etmesi gerekiyor,” şeklinde konuştu.
Son olarak, Prof. Dr. Naci Görür, bu durumun, özellikle genç nesiller için bir eğitim fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Gençlerin depreme karşı bilinçlendirilmesi ve eğitimlerin artırılması gerektiğini belirterek, “Gelecek nesillerin, yaşanabilecek felaketlerde daha hazırlıklı olabilmesi için eğitim şart,” dedi.
Erzincan’da meydana gelen bu deprem, sadece geçici bir tehlike değil, aynı zamanda Türkiye’nin deprem gerçeğini yeniden hatırlatması açısından da önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Herkesin bu konudaki ciddiyetini artırması, ilgili kurumların ve devletin ise deprem yönetmeliklerini uygulamada daha titiz ve kararlı olması gerektiği herkesin ortak görüşü.
Sonuç olarak, Erzincan depremi ve Naci Görür'ün açıklamaları, sadece bölge halkı için değil, tüm Türkiye için dikkat çekici bir uyarıdır. Depremler kaçınılmazdır; bu nedenle önemli olan, buna nasıl hazırlandığımız ve ne şekilde önlemler aldığımızdır. Bu açıdan, toplumun bilinçlenmesi ve yapıların güçlendirilmesi için gerekli adımlar acil bir şekilde atılmalıdır.