Denizli'de, bir doktorun yatalak annesine uyguladığı şiddet, kamuoyunda büyük bir şok etkisi yarattı. Olay, toplumda şiddet ve ruhsal sağlık konularının üzerine daha fazla düşünülmesi gerektiğini gündeme taşırken, Denizli Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin hızlı müdahalesi sonucu şüpheli şahıs tutuklandı. Bu üzücü olay, hem aile içindeki şiddeti hem de ruhsal sağlık problemlerini bir kez daha sorgulanmasına neden oldu.
İddiaya göre, Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde yaşayan 49 yaşındaki Murat Yüksel, yatalak olan annesi 75 yaşındaki Fatma Yüksel'e karşı bir şiddet eylemi gerçekleştirdi. Psikiyatrik rahatsızlıkları nedeniyle tedavi gören Murat Yüksel, annesini döverek ağır yaraladı. Komşuların sesleri duyması üzerine olay yerine gelen polis, Fatma Yüksel’i komada buldu. Hemen hastaneye kaldırılan yaşlı kadının durumu kritik oldu. Şizofren tanısı konulan Murat Yüksel, olayın hemen ardından gözaltına alındı.
Bu korkunç olay, yalnızca aile içinde yaşanan şiddetin bir örneği olmaktan öte, toplumda ruhsal hastalıkların yanlış anlaşılmasına ve stigmatizasyonuna da dikkat çekiyor. Ruhsal sorunları olan bireylerin destek alması gerektiği sıklıkla dile getirilse de, bu tür olaylar, halkın zihninde olumsuz yargıların şekillenmesine sebep olabiliyor. Murat Yüksel'in komaya soktuğu annesine karşı uyguladığı şiddet, ruhsal sağlığın ciddiyetini gözler önüne sererken, aynı zamanda aile içindeki dinamiklerin de oldukça karmaşık olduğunu ortaya koyuyor.
Hastanede tedavi altına alınan Fatma Yüksel'in durumu her ne kadar kritik olsa da, olayın ardından Murat Yüksel'in tutuklanması, toplumsal adalet duygusunu bir nebze de olsa rahatlattı. Ancak bir yandan, bu durumun sonucunda, şizofreni gibi ruhsal hastalıkla mücadele eden bireylere yönelik toplumsal tutumların nasıl şekilleneceği sorusu da akıllarda yer ediyor.
Uzmanlar, ruhsal sağlık sorunları olan bireylerin bu gibi durumlarda destek mekanizmalarına erişimlerinin artırılması gerektiğini vurguluyor. Bu olay, aile içi şiddeti ve ruhsal hastalıkları tartışma bağlamında yeniden ele almayı gerektiriyor. Dolayısıyla, hem ailenin hem de toplumun bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği büyük bir önem taşıyor.
Sonuç olarak, Denizli’de yaşanan bu dehşet verici olay, yalnızca ailenin içinde yaşadığı trajedi değil, aynı zamanda toplumun ruhsal sağlık konusunda hâlâ kat etmesi gereken uzun bir yolun olduğunu gösteriyor. Murat Yüksel gibi bireylerin destek almasının sağlanması, şiddetin önlenmesi için şartken, aynı zamanda aile içindeki şiddet döngüsünün kırılması da kritik öneme sahip. Ruhu hastalıklarla mücadele eden bireyler için toplumsal duyarlılığın arttırılması, hem birey hem de toplum sağlığını koruma açısından hayati bir adım olacaktır.